14 Şubat 2013 Perşembe

Kanal İstanbul Projesi

Projenin geçmişi

Karadeniz ve Marmara'nın yapay bir boğazla birbirine bağlama fikri 16. yüzyıldan bu yana 6 kez gündeme gelmiştir. [2]1500'lü yılların ortalarında Osmanlı Devleti'nin hayata geçirmeyi planladığı 3 büyük projeden biri Sakarya Nehri ve Sapanca Gölü'nü Karadeniz ve Marmara'ya bağlamaktı. 1550 yılında Kanuni Sultan Süleyman döneminde gündeme geldi. Dönemin iki büyük mimarı Mimar Sinan ve Nicola Parisi hazırlıklara başlanmasına rağmen savaşlardan dolayı bu projenin hayata geçmesi iptal edildi. [kaynak belirtilmeli]

Önceki öneriler

Proje ilk kez TÜBİTAK'ın Bilim ve Teknik dergisinde Ağustos 1990 tarihinde yayınlanan bir makalede önerilmiştir. Dönemin Enerji Bakanlığı Müşaviri Yüksel Önem'in kaleme aldığı makalenin başlığı "İstanbul Kanalı'nı Düşünüyorum"[3][4] idi. Büyükçekmece Gölü'nden başlayıp Terkos Gölü'nün batısından geçecek İstanbul Kanalı, uzunluğu 47 km, su yüzeyindeki genişliği 100 m, derinliği 25m olarak tasarlanmıştır. 1994 yılında Bülent Ecevit İstanbul’un Avrupa yakasında Karadeniz’le Marmara arasında bir kanal açılmasını önermişti.[5] Ve proje "Boğaz ve DSP’nin Kanal Projesi" ismiyle DSP'nin seçim broşürlerinde yer almıştı.

"Çılgın proje"nin kamuoyunda ilk duyumu

23 Eylül 2010'da gazeteci Hıncal Uluç tarafından " Başbakan'dan bir "Çılgın" proje ki.." adlı yazısında projenin içeriği verilmeden bahsedilmiştir. Bu yazısında Uluç projeden sadece "Telefon elimde dondum kaldım.. Bu İstanbul konusunda bugüne dek duyduğum en çılgın proje.. Biri bana "Bin proje say" dese, bin gün izin verse aklıma gelmez. Öyle çılgın." şeklinde bahsetmiştir. [6] Bu tarihten itibaren medyada proje üzerine tahminde bulunan bir çok haber yapılmıştır. [7] [8]

Projenin özellikleri

Açıklamalara göre, resmî adıyla Kanal İstanbul, şehrin Avrupa Yakası'nda hayata geçirilecek. Hâlihazırda Karadeniz ile Akdeniz arasında alternatifsiz bir geçit olan İstanbul Boğazı'ndaki gemi trafiğini rahatlatmak adına Karadeniz ile Marmara Denizi arasında yapay bir suyolu açılacak. Kanalın Marmara Denizi ile birleştiği noktada 2023 yılına değin kurulması öngörülen iki yeni kentten biri kurulacak. Kanalın uzunluğu 40-45 km; genişliği yüzeyde 145-150 m, tabanda ise yaklaşık 125 m olacak.[1] Suyun derinliği 25 m olacak. Bu kanalla birlikte İstanbul Boğazı tanker trafiğine tümüyle kapanacak, İstanbul'da iki yeni yarımada, yeni bir de ada oluşacaktır.[1]
Projenin etüt çalışması iki yıl sürecek. Çıkartılan topraklar, büyük bir havalimanı ve liman yapımında kullanılacak, taşocaklarının ve kapatılan madenlerin doldurulması için yararlanılacak.[9] Projenin maliyetinin 10 milyar doların üzerinde olabileceği belirtiliyor.[10]
Kesin yeri açıklanmamakla birlikte, çeşitli iddialar mevcuttur. Erdoğan'ın "Bu proje Çatalca'ya hediyedir" demesi üzerine projenin Çatalca'da yer alacağına ilişkin iddialar önem kazandı.[11] bazı şehir plancıları bu kanalın Terkos Gölü-Büyükçekmece Gölü arasında ya da Silivri sahiliyle Karadeniz arasında olacağını öngörmektedirler.[1]

Maliyet

Projenin toplam maliyetinin 20 milyar lira olması beklenmektedir. Köprü ve havalimanları gibi yatırımlar da hesaba katıldığında toplam maliyetin 50 milyar dolar olacağı tahmin edilmektedir.[12]

Yorumlar

Projenin açıklandığı 27 Nisan 2011 tarihinde çeşitli görüşler açıklandı. Projenin Terkos'un ve Büyükçekmece'nin batısında gerçekleşeceğini ifade eden Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Zekai Görgülü, "Proje için Haliç-Cendere Vadisi gibi konuştuk ama simulasyonu izleyince bu tek başına bir kanal projesi değil. Özellikle Karadeniz kıyısında ciddi bir yapılaşmanın da kurulduğunu gördük. Belki de yeni açıklanan kentlerden biri de olabilir." dedi.[13] Yeditepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Mesut Caşın, projenin Rusya'yı ve Karadeniz'e kıyıdaş olan ülkeleri rahatlatması yönünden de önemli olduğunu söyledi.[13] Greenpeace çevreci örgütü, projenin İstanbul'un su kaynaklarını bitireceğine, deniz kimyasını bozarak canlıların yok olmasına yol açacağına ve tarım-orman arazilerini olumsuz etkileyeceğine dikkat çekti.[14] Örgütün Akdeniz Genel Direktörü Uygar Özemsi bu projenin gerçekleşmesi durumunda deniz canlılarının, su havzalarının, verimli tarım alanlarının ve ormanların ciddi şekilde olumsuz etkileneceğini belirtti.[14] Mimarlar Odası'nın İstanbul Şubesi'nden Mücella Yapıcı, projenin İstanbul'un doğal yaşam kaynaklarını tehlikeye atacağını ve İstanbul Boğazı'ndaki petrol tankerlerinin yarattığı tehlikenin Kanal İstanbul'da da mevcut olacağını söyledi.[15] Karadeniz Teknik Üniversitesi Sürmene Deniz Bilimleri Fakültesi Dekanı Kadir Seyhan ise İstanbul Boğazı'ndaki gemi trafiğinin balık göçlerini olumsuz etkilediğini ve Kanal İstanbul'un balık göçlerini kolaylaştıracağını söyledi.[16] Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Şehir Plancıları Odası, İstanbul'un deprem ve ulaşım gibi en önemli sorunlarını çözmesini beklediği bu projenin, bunların aksine başka sıkıntılara da yol açacak bir proje olacağını savundu. İstanbul`un artık tehdit altında olan doğal ve çevresel değerlerini kaybetmesine yol açacak bir proje olacağını belirttiler.[17]

Projenin finansmanı

İnanlar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Serdar İnan, projenin kendi kendisini finanse edebilecek bir proje olduğunu ifade etti ve, "Birkaç yüz milyar dolar para getirebilecek bir proje. Şu anki boğazdan çok daha güzelini bile yapabiliriz" diye konuştu.[18] Aşçıoğlu İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Yaşar Aşçıoğlu, projenin devlete sıfır maliyeti olacağını düşündüğünü belirtti. Aşçıoğlu, "Başbakan 'genellikle devlet arazilerinin yoğun olduğu yerlerden geçmeye gayret göstereceğiz' dedi. Bu ikinci boğazın maliyetini karşılar ve geçer. Yatırım oralara kayacak. Devletin malı değerlenecek" dedi.[18]

Montrö Sözleşmesi

Başbakanın projesinin İstanbul Boğazı'na alternatif bir kanal olduğu ortaya çıkınca hukukçular arasında kanalın yasal statüsü hakkında tartışmalar başladı. Kanalın Montrö Boğazlar Sözleşmesi'ne aykırı bir durum yaratıp yaratmayacağı tartışılmaya başladı.
Montrö sözleşmesi ile Amerika Birleşik Devletleri, Karadeniz'e ancak sınırlı tonajlarla, yüklerle, silahlarla ve sınırlı bir süreliğine girebiliyordu.[19] Yapılması planlanan bu kanalın Montrö sözleşmesine dahil olup olmayacağı ve Yeni Büyük Oyun'daki yeri de tartışma konularından birisi oldu.[20]

Kaynak: http://tr.wikipedia.org/wiki/Kanal_istanbul