Projenin geçmişi
Karadeniz ve
Marmara'nın yapay bir
boğazla birbirine bağlama fikri 16. yüzyıldan bu yana 6 kez gündeme gelmiştir.
[2]1500'lü yılların ortalarında
Osmanlı Devleti'nin hayata geçirmeyi planladığı 3 büyük projeden biri
Sakarya Nehri ve
Sapanca Gölü'nü Karadeniz ve Marmara'ya bağlamaktı.
1550 yılında Kanuni Sultan Süleyman döneminde gündeme geldi. Dönemin iki büyük mimarı
Mimar Sinan ve
Nicola Parisi hazırlıklara başlanmasına rağmen savaşlardan dolayı bu projenin hayata geçmesi iptal edildi.
[kaynak belirtilmeli]
Önceki öneriler
Proje ilk kez
TÜBİTAK'ın
Bilim ve Teknik
dergisinde Ağustos 1990 tarihinde yayınlanan bir makalede önerilmiştir.
Dönemin Enerji Bakanlığı Müşaviri Yüksel Önem'in kaleme aldığı
makalenin başlığı
"İstanbul Kanalı'nı Düşünüyorum"[3][4] idi.
Büyükçekmece Gölü'nden başlayıp
Terkos Gölü'nün
batısından geçecek İstanbul Kanalı, uzunluğu 47 km, su yüzeyindeki
genişliği 100 m, derinliği 25m olarak tasarlanmıştır. 1994 yılında
Bülent Ecevit İstanbul’un Avrupa yakasında Karadeniz’le Marmara arasında bir kanal açılmasını önermişti.
[5] Ve proje "Boğaz ve DSP’nin Kanal Projesi" ismiyle
DSP'nin seçim broşürlerinde yer almıştı.
"Çılgın proje"nin kamuoyunda ilk duyumu
23 Eylül 2010'da gazeteci
Hıncal Uluç
tarafından " Başbakan'dan bir "Çılgın" proje ki.." adlı yazısında
projenin içeriği verilmeden bahsedilmiştir. Bu yazısında Uluç projeden
sadece "Telefon elimde dondum kaldım.. Bu İstanbul konusunda bugüne dek
duyduğum en çılgın proje.. Biri bana "Bin proje say" dese, bin gün izin
verse aklıma gelmez. Öyle çılgın." şeklinde bahsetmiştir.
[6] Bu tarihten itibaren medyada proje üzerine tahminde bulunan bir çok haber yapılmıştır.
[7] [8]
Projenin özellikleri
Açıklamalara göre, resmî adıyla
Kanal İstanbul, şehrin
Avrupa Yakası'nda hayata geçirilecek. Hâlihazırda
Karadeniz ile
Akdeniz arasında alternatifsiz bir geçit olan
İstanbul Boğazı'ndaki gemi trafiğini rahatlatmak adına Karadeniz ile
Marmara Denizi
arasında yapay bir suyolu açılacak. Kanalın Marmara Denizi ile
birleştiği noktada 2023 yılına değin kurulması öngörülen iki yeni
kentten biri kurulacak. Kanalın uzunluğu 40-45 km; genişliği yüzeyde
145-150 m, tabanda ise yaklaşık 125 m olacak.
[1]
Suyun derinliği 25 m olacak. Bu kanalla birlikte İstanbul Boğazı tanker
trafiğine tümüyle kapanacak, İstanbul'da iki yeni yarımada, yeni bir de
ada oluşacaktır.
[1]
Projenin etüt çalışması iki yıl sürecek. Çıkartılan topraklar, büyük
bir havalimanı ve liman yapımında kullanılacak, taşocaklarının ve
kapatılan madenlerin doldurulması için yararlanılacak.
[9] Projenin maliyetinin 10 milyar doların üzerinde olabileceği belirtiliyor.
[10]
Kesin yeri açıklanmamakla birlikte, çeşitli iddialar mevcuttur.
Erdoğan'ın "Bu proje Çatalca'ya hediyedir" demesi üzerine projenin
Çatalca'da yer alacağına ilişkin iddialar önem kazandı.
[11] bazı
şehir plancıları bu kanalın
Terkos Gölü-
Büyükçekmece Gölü arasında ya da
Silivri sahiliyle Karadeniz arasında olacağını öngörmektedirler.
[1]
Maliyet
Projenin toplam maliyetinin 20 milyar lira olması beklenmektedir.
Köprü ve havalimanları gibi yatırımlar da hesaba katıldığında toplam
maliyetin 50 milyar dolar olacağı tahmin edilmektedir.
[12]
Yorumlar
Projenin açıklandığı 27 Nisan 2011 tarihinde çeşitli görüşler
açıklandı. Projenin Terkos'un ve Büyükçekmece'nin batısında
gerçekleşeceğini ifade eden
Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi
Öğretim Üyesi Zekai Görgülü, "Proje için Haliç-Cendere Vadisi gibi
konuştuk ama simulasyonu izleyince bu tek başına bir kanal projesi
değil. Özellikle
Karadeniz kıyısında ciddi bir yapılaşmanın da kurulduğunu gördük. Belki de yeni açıklanan kentlerden biri de olabilir." dedi.
[13] Yeditepe Üniversitesi
Öğretim Üyesi Mesut Caşın, projenin Rusya'yı ve Karadeniz'e kıyıdaş
olan ülkeleri rahatlatması yönünden de önemli olduğunu söyledi.
[13] Greenpeace
çevreci örgütü, projenin İstanbul'un su kaynaklarını bitireceğine,
deniz kimyasını bozarak canlıların yok olmasına yol açacağına ve
tarım-orman arazilerini olumsuz etkileyeceğine dikkat çekti.
[14] Örgütün Akdeniz Genel Direktörü Uygar Özemsi bu projenin gerçekleşmesi durumunda deniz canlılarının, su
havzalarının, verimli tarım alanlarının ve ormanların ciddi şekilde olumsuz etkileneceğini belirtti.
[14] Mimarlar Odası'nın
İstanbul Şubesi'nden Mücella Yapıcı, projenin İstanbul'un doğal yaşam
kaynaklarını tehlikeye atacağını ve İstanbul Boğazı'ndaki petrol
tankerlerinin yarattığı tehlikenin Kanal İstanbul'da da mevcut olacağını
söyledi.
[15] Karadeniz Teknik Üniversitesi
Sürmene Deniz Bilimleri Fakültesi Dekanı Kadir Seyhan ise İstanbul
Boğazı'ndaki gemi trafiğinin balık göçlerini olumsuz etkilediğini ve
Kanal İstanbul'un balık göçlerini kolaylaştıracağını söyledi.
[16] Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği
Şehir Plancıları Odası, İstanbul'un deprem ve ulaşım gibi en önemli
sorunlarını çözmesini beklediği bu projenin, bunların aksine başka
sıkıntılara da yol açacak bir proje olacağını savundu. İstanbul`un artık
tehdit altında olan doğal ve çevresel değerlerini kaybetmesine yol
açacak bir proje olacağını belirttiler.
[17]
Projenin finansmanı
İnanlar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Serdar İnan, projenin kendi
kendisini finanse edebilecek bir proje olduğunu ifade etti ve, "Birkaç
yüz milyar dolar para getirebilecek bir proje. Şu anki boğazdan çok daha
güzelini bile yapabiliriz" diye konuştu.
[18]
Aşçıoğlu İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Yaşar Aşçıoğlu, projenin devlete
sıfır maliyeti olacağını düşündüğünü belirtti. Aşçıoğlu, "Başbakan
'genellikle devlet arazilerinin yoğun olduğu yerlerden geçmeye gayret
göstereceğiz' dedi. Bu ikinci boğazın maliyetini karşılar ve geçer.
Yatırım oralara kayacak. Devletin malı değerlenecek" dedi.
[18]
Montrö Sözleşmesi
Başbakanın projesinin İstanbul Boğazı'na alternatif bir kanal olduğu
ortaya çıkınca hukukçular arasında kanalın yasal statüsü hakkında
tartışmalar başladı. Kanalın
Montrö Boğazlar Sözleşmesi'ne aykırı bir durum yaratıp yaratmayacağı tartışılmaya başladı.
Montrö sözleşmesi ile
Amerika Birleşik Devletleri,
Karadeniz'e ancak sınırlı tonajlarla, yüklerle, silahlarla ve sınırlı bir süreliğine girebiliyordu.
[19] Yapılması planlanan bu kanalın Montrö sözleşmesine dahil olup olmayacağı ve
Yeni Büyük Oyun'daki yeri de tartışma konularından birisi oldu.
[20]
Kaynak: http://tr.wikipedia.org/wiki/Kanal_istanbul